Tesla, SpaceX, X ve daha nice yatırım ve şirketin sahibi olmasının ardından şimdi de Donald Trump’ın en yakın danışmanlarından biri olarak bugünün en göz önündeki figürlerinden Elon Musk, OpenAI’ya dördüncü kez dava açtı. GenAI/GPT denince akla ilk gelen yapı OpenAI’ın kuruluşunda en önemli yatırımcılarından biri olan Musk, Mart 2023’te rakip kuruluş xAI’ı kurdu. İlk bakışta teknoloji sektörünün her alanında halihazırda güçlü bir varlık gösteren bir iş insanının yapay zeka pazarına girmesi olarak yorumlanabilecek bu adımın gerisi epey dolu… Öyle ki, yönetim kurulunda çoğunluk oyu sahibi ve CEO olmayı şart koşan Musk’ın OpenAI için hedefleri; Sam Altman (şimdiki OpenAI CEO’su), Greg Brockman (OpenAI Başkanı) ve Ilya Sutskever’inkilerle (eski OpenAI Baş Bilim İnsanı) uymayınca yatırımlarını da çekerek ortaklıktan ayrıldığı biliniyor. Ancak durumun bu “vizyon farklılıklarından” ibaret olmadığı, OpenAI’ın bloğunda yayınladığı bir zaman çizelgesiyle açıklığa kavuştu. The Newsight, bu ayrılığın ve takibinde gerçekleşen olayların özetini, OpenAI’ın blog postundaki bilgiler ışığında okurları için derledi.
OpenAI’ın doğuşu ve ilkeleri
OpenAI, 2015’te bir grup teknoloji lideri tarafından kâr amacı gütmeyen bir organizasyon olarak kuruldu. Amaç, yapay zekanın etik kullanımını teşvik etmek ve bu teknolojinin dünya çapında herkesin yararına olacak şekilde geliştirilmesini sağlamaktı. Musk, bu hedefe olan inancını desteklemek için milyonlarca dolarlık bağış yaptı ve projeye büyük ölçüde liderlik etti.
2018: Musk ve OpenAI Ayrılığı
2018’e gelindiğinde Elon Musk, OpenAI yönetimiyle çatışmalar yaşamaya başladı. Musk, OpenAI’ın Google gibi büyük teknoloji devleriyle rekabet edebileceği konusundaki endişelerini dile getirerek kuruluşun liderlik yapısı ve karar alma süreçleriyle ilgili çekincelerini ifade etti. Bu çekinceleri doğrultusunda OpenAI’ın kuruluş ve yükselme süreçlerini doğru yönetebilmek için sadece kendisinin yönetim kurulunda yüzde 25 oranında söz hakkı olması ve CEO ilan edilmesi gerektiğini ortaya koydu. Altman, Brockman ve Sutskever, bu büyük maliyetli vizyon doğrultusunda Musk’ın yerinin vazgeçilmez olduğunu düşünmelerine rağmen bu koşulların kabul edilemez olduğunu belirtti.
Bir diğer ayrışma konusu ise Musk’ın OpenAI’ın hızla ticari hedefler doğrultusunda aksiyon almasını anlamlı bulurken; Altman, Brockman ve Sutskever’ın güvenli ve etik AGI’ya (artificial general intelligence) ulaşma yolunda, girişimin “non-profit” bir yapıyla kurularak bağışlar ve yatırımlar üzerinden ilerlemesini istemesiydi. Kâr amacı gütmeyen bir kuruluş olmak, OpenAI’ya misyonunda belirttiği etik ve güvenli yapay zekayı yaratma konusunda özgürlük sağlayacaktı.

Bu anlaşmazlıklar sonucunda Musk, OpenAI yönetiminden ayrıldı ve şirketle finansal bağlarını kopardı. Musk’ın ayrılışı sonrasında, Tesla’nın kendi yapay zeka projelerine odaklanmaya başladığı ve özellikle otonom sürüş teknolojilerinde ilerleme kaydettiği görüldü.
2019: OpenAI’ın “kâr sınırlı” modeli
OpenAI, 2019 yılında büyük bir değişikliğe giderek “kâr sınırlı” bir modele geçti. Bu yeni yapı, yatırımcılara sınırlı bir getiri garantisi sağlarken, organizasyonun misyonuna bağlı kalmasını hedefliyordu ve OpenAI’a Microsoft gibi dev şirketlerden milyar dolarlık yatırımlar çekmesine olanak sağladı.
Musk’ın eleştirileri ve OpenAI’ın yanıtı
Musk, OpenAI’ın Microsoft ile kurduğu ortaklık ve ticari hamlelerini sert bir şekilde eleştirdi. X üzerinden yaptığı paylaşımlarda, OpenAI’ın başlangıçta koyduğu etik ilkelerden saptığını ve dolayısıyla sektörde tekelleşme yaratmaya çalıştığını dile getirdi. Musk, ayrıca OpenAI’ın ticari bir yapı haline gelmesinin yapay zeka araştırmalarının tarafsızlığını tehlikeye atabileceğini savundu. OpenAI cephesi ise bu eleştirilere yanıt olarak, kâr sınırlı modelin kuruluşun misyonunu sürdürebilmesi için zorunlu bir adım olduğunu belirtti.
Musk’ın davasının omurgasını oluşturan bu iddianın, OpenAI’ın bloğunda yer alan içeriklerin ortaya koyduklarının tam tersi bir tablo çizdiğini vurgulamak gerek. Buna ek olarak, blog gönderisinde OpenAI ekibinin Musk’ı Microsoft iş birliğinden haberdar ettiği ve Musk’ın bu atılımı doğru bir adım olarak tanımladığı da e-mail konuşmaları üzerinden ekran görüntüleriyle gösteriliyor.
Geçtiğimiz birkaç yıl boyunca gelgitler devam ettiyse de öne çıkarılması gereken bir son gelişme Kasım 2024’te yaşandı ve Musk, OpenAI’ya karşı davasında şikayet dilekçesine Microsoft’u da ekledi. Musk, teknoloji devinin yapay zeka geliştiricisiyle yakın duruşunu ve iş birliğini, OpenAI’ın kamuya verdiği açık kaynaklı yapay zeka taahhüdüne aykırı olduğunu iddia etti.
OpenAI ve gelecek: Tartışmaların ardından
Bugün, OpenAI ve Musk arasındaki ayrılık, yapay zeka dünyasındaki daha geniş etik ve ekonomik tartışmaları gündeme getiriyor. Teknoloji devlerinin finansal kaynaklara erişim sağlama ihtiyacı ile etik sorumlulukları arasındaki denge, hala çözülmesi gereken bir sorun olarak karşımızda duruyor.
OpenAI’ın Microsoft iş birliğiyle oluşan modelinin, kâr amacı gütmeyen birincil yapı tarafından yönetildiği birçok kez dile getirildi. Bu anlamda OpenAI’ın, en azından görünürde, etik ve finansal öncelikler ikilemini bir haliyle dengelemek üzere çabaladığını söylemek mümkün.
Tüm bu yaşananlar, belki dünyayı sonsuza dek değiştirmek gibi hedefleri olmaması nedeniyle ve yatırımların boyutlarının küçülmesiyle sessizce de olsa, dünyanın her yerinde ve çokça yaşanıyor. Durumun konuşulmaya değer olmaya başladığı an, söz konusu şirketin faaliyetlerinin hayatımızı yaşama şeklimizi baştan yazacak potansiyelde ve Musk’ın yeni seçilen ABD Başkanı’nın danışmanı olmasıyla başlıyor… OpenAI’ın da temennisi olan, pazarda rekabette karşılaşmak olağan ve bazen gelişmeyi hızlandırması nedeniyle tercih edilebilir dahi olabilecekken, kartların adil olarak dağıtıldığına dair soru işaretlerinin varlığı, bu süreci takip etmeye değer kılıyor.
Elon Musk ve OpenAI arasındaki bu süreç, yapay zekanın geleceğiyle ilgili kritik soruları gündeme getiriyor: Bu teknolojinin ilerlemesi nasıl finanse edilmeli? Bu ilerleme herkesin yararına olacak şekilde nasıl yönlendirilir? OpenAI’ın faaliyet alanı göz önünde bulundurulduğunda yapageldikleri antitröst davasını haklı/gerekli kılıyor mu? Yanıtlarını yakın gelecekte hep birlikte göreceğiz.
Makalenin bilgilerini edindiği OpenAI blog gönderisine buradan ulaşabilirsiniz.