ABD Başkanı Donald Trump’ın pek çok ülkeyi kapsayacak şekilde başlattığı ticaret savaşı, yeni kararlardan sonra şimdilik tek bir hedefe odaklanmış durumda. Trump, geçtiğimiz günlerde “karşılıklı gümrük vergisi” formatında açıklanan vergilere üç aylık bir ara verileceğini duyurdu, ancak Çin bu uygulamanın dışında bırakıldı. Ertesi gün ise Pekin, misilleme yapma sözünü yerine getirerek kendi ek gümrük vergilerini yürürlüğe soktu.
Alınan son kararlarla birlikte Sadece bir hafta içinde ABD’nin Çin’den ithal edilen ürünlere yönelik gümrük vergileri %54’ten %125’e çıkarıldı. Çin de buna karşılık olarak ABD menşeli tüm ithalat ürünlerine yönelik vergilerini %84’e yükseltti.
Piyasalara karmaşa hâkim
Geçtiğimiz hafta dünyadaki pek çok ülkeyi kapsayan ve ülkeler arasındaki resmi vergi rakamlarına ek olarak ABD’nin ilgili ülkeyle olan dış ticaret açığını da hesaba katarak hazırlanan “karşılıklı gümrük vergisi” listesinin ardından başta ABD borsaları olmak üzere dünyanın pek çok piyasasında negatif yönde dalgalanmalar görülmüştü.
ABD tarafından gelen bu hamlenin global çapta resesyona sebep olabileceği konuşulurken, özellikle Amerikan borsalarındaki erimenin ölçeği yüz milyar dolarlarla ifade edilebilecek seviyeye ulaşmıştı.
Trump’un dünya ülkelerine uygulayacağını açıkladığı gümrük vergilerinde 90 günlük bir süreç için ertelemeye gitmesi, borsalara da olumlu yansıdı. DOW endeksi yüzde 7.87 artış kaydederken, S&P 500 yüzde 9.52, NASDAQ ise yüzde 12.16’lık artışla günü kapadı.
Müzakereler ve karşı hamleler
ABD tarafından açıklanan gümrük vergilerine karşılık, Çarşamba günü Avrupa Birliği ülkeleri yüzde 25 gümrük vergisi uygulayacaklarını açıklamıştı. 90 günlük erteleme kararı Avrupa Birliği ülkelerini de kapsarken, ABD’nin erteleme kararıyla beraber Avrupa da karşı hamleleri konusunda frene basmaya karar verdi.
Süreçte pek çok ülkenin müzakere etmek için görüşme talep ettiğini belirten Donald Trump, kendine has üslubuyla dünya liderlerinin kendisinin “k**ını öptüğünü” söyledi. Müzakere talebiyle gelen ülkelere olumlu yaklaşacaklarını da vurgulayan Trump’un hedefinde yalnızca Çin kaldı.
Bugüne dek farklı mecralarda ABD ile müzakerelere açık olduğunu belirten Çin tarafının ise, ABD’nin hamlelerinin git gide daha da sertleşmesi üzerine geri adım atmama politikasına yöneleceği düşünülüyor. Başlangıç olarak gümrük vergilerini yüzde 84 seviyesine yükselten Çin’in ilerleyen dönemde ABD tarafından uygulanacak olan yüzde 125’lik rakama veya daha üzerine çıkıp çıkmayacağı henüz bilinmiyor. Ancak gerek Trump yönetiminin uzun bir süredir Çin konusunda agresif hamlelerde bulunacağının tahmin edilmesi, gerekse senenin başından bu yana devam eden ticari gerginlikler neticesinde, Çin’in bu konuda gerekli hazırlıkları yaptığı düşünülüyor.
Gelişmeler ne anlama geliyor?
Trump yönetimi ve Çin arasındaki gerginliğin ne kadar süreceği bilinmemekle beraber, ilerleyen dönemlerde abartılı rakamlara çıkma ihtimali bulunan gümrük vergileri bir süre sonra önemini yitirebilir. Neticede gümrük vergilerinin sürdürülmesi mümkün olmayan bir ticari dezavantaja dönüştüğü noktada, rakamlar ne olursa olsun, bu durum iki ülkenin arasındaki ticaretin sona ermesi anlamına gelecektir.
ABD merkezli pek çok şirket adına için Çin’deki tedarikçiler ve burada bulunan tesis ve üretim zinciri yatırımları büyük önem taşıyor. Bu anlamda, üretim merkezleri Çin’de bulunan Amerikan şirketlerinin geleceği henüz netlik kazanmadı. Trump yönetimi, üretimini ABD’ye kaydırmak isteyen şirketlere destekler sağlayacağını belirtirken, gümrük vergisi uygulamalarının henüz bu yatırımlar hayata geçirilmeden devreye alınması, durumu daha da belirsiz bir hale getiriyor.
Bir diğer önemli konu ise, gümrük vergileri neticesinde ABD pazarını kaybetme riskiyle karşı karşıya gelen Çin’in atacağı adımlar. Halihazırda ABD karşısında dış ticaret fazlası veren Çin’in, gerilen ilişkiler neticesinde kaybettiği ticaret hacminin bir bölümünü iç pazarda dağıtması mümkün. Ancak agresif hamlelerle dünyanın geri kalanına oldukça düşük fiyatlardan ürün satarak dünyanın pek çok bölgesinde yerel pazarları hedeflemesi de ihtimaller arasında yer alıyor. Başta Çin karşısında dış ticaret açığı veren ülkeler olmak üzere, pek çok bölgede yerel üreticilerin Çin ile rekabet etmekte zorlanacağı yeni bir döneme girilebilir. Bu durum, Çin’e karşı yüksek gümrük vergileriyle korumacı politikalar uygulayan ülke sayısını arttırabilir.