Dün (19 Mart) güne beklenmedik gelişmelerle başladık. İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu öncelikli olmak üzere dahil 106 kişiye yönelik 7 suçlama doğrultusunda İmamoğlu’nun yanı sıra İBB Genel Sekreter Yardımcısı Mahir Polat, Şişli Belediye Başkanı Resul Emrah Şahan, Reform Enstitüsü Başkanı Mehmet Ali Çalışkan ve sanatçı Ercan Saatçi göz altına alındı. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, bu operasyonun İmamoğlu’nun üniversite diplomasının iptal edilmesinden bir gün sonra gelmesini de vurgulayarak 23 Mart’ta gerçekleştirilecek parti içi cumhurbaşkanı seçimleri öncesinde iktidarın İmamoğlu’nun adaylığını önleme çabası olduğunu belirtti.
Suçlamalar
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca, İBB’ye ve İmamoğlu’nun da aralarında bulunduğu 106 isme yönelik iddialar şöyle sıralandı:
- “Suç örgütü yöneticisi olmak”,
- “Suç örgütüne üye olmak”,
- “İrtikap”,
- “Rüşvet”,
- “Nitelikli dolandırıcılık”,
- “Kişisel verileri hukuka aykırı ele geçirmek” ve
- “İhaleye fesat karıştırmak”
Bu suçlamaların yanı sıra aralarında yine İmamoğlu’nun da bulunduğu 7 kişi, “PKK/KCK terör örgütüne yardım etmek” ile suçlanıyor.
Operasyonun başlangıç gerekçesi
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan yazılı açıklamada, ilgili operasyonun CHP’deki “para sayma” görüntülerine ilişkin soruşturma kapsamında ifade veren tanıkların sayısı gerekçe olarak gösterildi.
Beyanlarda; “İBB Başkanı İmamoğlu ile çok sayıda kişinin iş adamlarını para vermeye zorladıkları, bazı iş adamları ile hareket ederek haksız kazanç sağladıkları, piyon kişiler üzerinden alım satımlar yaparak suçtan elde ettikleri parayı akladıkları para transfer ve tahsilinde ‘gizli kasa’ diye tabir edilen sivil kişileri kullandıkları” ifadelerine yer verildi.
Aynı açıklamada; “Örgüt üyelerinin hem kendi üzerlerine hem de SGK’lı çalışanlarının üzerlerine kurdukları şirketlerle Büyükşehir Belediyesi iştirakleri olan Medya AŞ, Kültür AŞ’nin hizmet alımı nitelikli işlerine yüksek fiyatlı teklifler vererek sonuç fiyatı kendilerinin belirlemesi suretiyle ederlerinin çok üzerinde işler aldıkları, aldıkları işlerin bir çoğunun tamamlamadıkları, bir kısmının ise hayali işler olduğu, naylon fatura düzenlemek suretiyle akladıkları paraları kişisel zenginleşmelerinin yanı sıra suç örgütünün faaliyetleri doğrultusunca kullandıkları anlaşılmıştır.” ifadelerine yer verildi.
“Yokluk” ve “Açık hata” nedeniyle iptal edilen diploma
Gözaltı operasyonlarından sadece birkaç saat önce, 18 Mart’ta, İstanbul Üniversitesi tarafından yapılan açıklamada aralarında İmamoğlu’nun da bulunduğu 28 kişinin 1990’da İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi’ne “usulsüz” olarak yatay geçiş gerçekleştirdiği ve diplomalarının “yokluk” ve “açık hata'” gerekçeleriyle, geri alınmak suretiyle iptal edileceği ifadelerine yer verildi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, Ekrem İmamoğlu’nun diplomasının sahte olduğuna ilişkin ihbarlar ve Yükseköğretim Kurulu tarafından hazırlanan raporda diplomasının sahte olduğuna ilişkin tespitler üzerine, “resmi belgede sahtecilik” suçundan soruşturma başlatmıştı.
İmamoğlu, soruşturma kapsamında savcılığa ifade vermişti.
Başsavcılık, İmamoğlu hakkında üniversite diplomasının sahte olduğu iddiasıyla “resmi belgede sahtecilik” suçundan açılan soruşturma kapsamında İstanbul Üniversitesi’nden, İmamoğlu’nun diploması dayanak gösterilerek hayata geçirilecek işlerin hukuka aykırı olmaması adına gerekli işlemlerin yapılmasını talep etmişti.
Özel: “Bükülemeyen el yargıyla kırılıyor.”
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İmamoğlu’nun gözaltına alınmasının ardından yaptığı açıklamalarda İstanbullu seçmenlerini Saraçhane’de bulunan İBB binasına davet etti. Göstericiler, saat 20:30’da binanın önünde toplandı.
Özel hitabında “Bugün milletin iradesi bir yargı darbesiyle elinden alınmak istenmektedir.” dedi. İmamoğlu’nun kazandığı seçimlerin altını çizerek “Bükülemeyen el yargıyla kırılıyor” diyen Özel, “Ekrem İmamoğlu’na yapılan darbe girişimi, milli iradeye yapılan darbe girişimidir.” diye konuştu.
İmamoğlu’nun İstanbul Üniversitesi tarafından iptal edilen diplomasını hatırlatan Özel, “Dün iptal edilen şey İmamoğlu’nun diploması değil Türkiye’de yaşayan herkesin hukuk güvencesidir, can ve mal güvencesidir” dedi.
Adalet Bakanı Tunç: “Yargının gerçekleştirmekte olduğu soruşturmaları farklı taraflara çekmek yanlıştır.”
Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, gündeme dair şunları söyledi:
“Başsavcılığının yaptığı açıklamadan da anlaşılacağı üzere, soruşturma dosyaları içerisinde MASAK raporları, vergi uzmanı incelemeleri, tanık beyanları ve diğer delillerin mevcut olduğu belirtilmektedir. Soruşturma tüm yönleriyle büyük bir hassasiyet ve titizlikle yürütülmektedir.”
Özel’in söylemlerine de dair açıklama yapan Tunç, “Tarafsız ve bağımsız yargının gerçekleştirmekte olduğu soruşturmaları farklı taraflara çekmek, ‘darbe’ gibi ifadelerle nitelendirmek son derece tehlikeli ve yanlıştır. Diğer yandan sokak çağrıları yaparak soruşturmalar üzerinden dezenformasyon yapmak, kamuoyunu yanıltmaya yönelik söylemlerde bulunmak asla kabul edilemez. Herkes bilmelidir ki hukuk devletinde, suç işlendiğine dair bir iddia varsa savunmanın yapılacağı yer sokaklar değil yargı makamlarıdır. Suç işlendiğine dair bir delil varsa bununla ilgili gerekli soruşturma yetkili yargı makamlarınca yapılır.” dedi.
İmamoğlu ve iddialarda adı geçen kişilerle ilgili hukuki sürecin devamı ve 23 Mart ön seçimlerinde CHP’nin nasıl bir yol izleyeceği beklenen gelişmeler arasında yer alıyor.