YouTube, Covid-19 pandemisi ve 2020 ABD başkanlık seçimleri hakkında yanlış bilgi paylaşımı gerekçesiyle kapatılan bazı hesapları yeniden platforma dahil etmeyi planladığını duyurdu.
Bu açıklama, YouTube’un çatı şirketi Alphabet’in avukatı tarafından ABD Temsilciler Meclisi Yargı Komitesi Başkanı Jim Jordan’a gönderilen bir mektupla ortaya çıktı. Mektup, Cumhuriyetçilerin yürüttüğü ve dönemin Başkanı Joe Biden yönetiminin büyük teknoloji şirketlerini belirli içerikleri kaldırmaya zorlayıp zorlamadığına ilişkin soruşturmaya yanıt niteliği taşıyor.
İçerik denetiminde geri adım
YouTube, son yıllarda Meta ve X gibi diğer sosyal medya devleri gibi içerik denetiminde daha esnek bir tutum benimsiyor. Özellikle bu yıl, muhafazakar çevrelerin baskısıyla Silikon Vadisi genelinde içerik moderasyonu politikalarının gevşetilmesi hız kazandı.
Platform, daha önce Covid-19 ve 2020 ABD seçim sonuçlarıyla ilgili bazı yanlış iddiaların sürekli paylaşılmasını yasaklayan kuralları geri çekmişti. Bu kurallar, önde gelen bazı hesaplara yaptırım uygulanmasına neden olmuştu.
Öne Çıkan Örnekler
2021’de Robert F. Kennedy Jr.’ın bağlantılı olduğu Children’s Health Defense Fund hesabı, aşı karşıtı içerik yayınlaması nedeniyle kaldırılmıştı. Aynı yıl Cumhuriyetçi Senatör Ron Johnson’ın hesabı ise şüpheli Covid-19 tedavilerine dair içerikler paylaştığı için geçici olarak askıya alınmıştı.
“İfade özgürlüğü taahhüdü”
Yeni kararla birlikte bu kuralları ihlal ederek kapatılan hesaplar yeniden açılabilecek. YouTube, bu adımı “ifade özgürlüğüne bağlılığın bir göstergesi” olarak tanımlıyor.
Mektupta şu ifadeler yer aldı:
YouTube, platformdaki muhafazakar seslere değer verir ve bu içerik üreticilerinin geniş bir kitleye ulaştığını, toplumsal tartışmalarda önemli bir rol oynadığını kabul eder.
Biden yönetimine işaret ediyor
Alphabet’in mektubu, Biden yönetiminin zaman zaman Covid-19 ile ilgili içeriklerin kaldırılması yönünde baskı yaptığını da öne sürüyor. Şirket, bazı taleplerin kendi kuralları ihlal edilmediği halde geldiğini belirterek, politikalarını “bağımsız şekilde geliştirmeye ve uygulamaya devam ettiğini” vurguladı.
Mektupta şu ifadelere yer verildi:
Başkan Biden dahil olmak üzere yönetim yetkilileri, yanlış bilgiye dair kaygıları temel alarak platformların kararlarını etkilemeye çalışan bir siyasi atmosfer yarattı. Herhangi bir hükümetin, içerik moderasyonunu dikte etmeye çalışması kabul edilemez ve yanlıştır.
Ne anlama geliyor?
YouTube’un aldığı bu karar, teknoloji şirketlerinin içerik denetimi ve kullanıcıların ifade özgürlüğü arasındaki hassas dengeyi yeniden tartışmaya açıyor. Platformların pandemi ve ABD’deki olaylı seçim döneminde aldığı sıkı önlemler, yanlış bilgilendirmeyle mücadele açısından kritik görülse de, özellikle muhafazakar çevrelerden gelen “sansür” eleştirilerini de beraberinde getirmişti.
Bugün gelinen noktada YouTube, ifade özgürlüğünü öne çıkararak kapatılan hesaplara ikinci bir şans veriyor. Ancak bu adım, yanlış bilgiyle mücadelede geri adım olarak da pek tabii yorumlanabilir.
Sözün özü: YouTube’un bu hamlesi yalnızca teknoloji şirketlerinin değil, aynı zamanda demokratik süreçlerin geleceği açısından da kritik bir sınav niteliği taşıyor.
Buna da göz atın: Google: Teknoloji çalışanlarının %90’ı iş yerinde yapay zeka kullanıyor