2024’te pazarlama dünyasının gündemine yapay zeka (AI), özellikle de üretken yapay zeka (Generative AI/GenAI) damgasını vurdu. 2025’te ise bu gelişmelerin, “karar alıcı yapay zeka” (Agentic AI) kavramıyla bir adım daha ileri taşındığını göreceğiz.
Pazarlama sektörü, 2025’te büyük bir dönüşüm eşiğinde. Yapay zekanın içerik üretimi ve dijital arama gibi alanları dönüştürdüğüne şimdiden tanık olduk, ancak bu yalnızca yolun başı… Bu nedenle yeni döneme hazırlanırken, pazarlamacılar hızla adapte olmaya hazır olmalı. Hazırlıkların ilk adımı olarak Agentic AI‘ın ne olduğunu ve fonksiyonlarını birlikte keşfedelim.
Karar alıcı yapay zeka nedir ve nasıl çalışır?
Karar alıcı yapay zeka yani Agentic AI, insan müdahalesine ihtiyaç duymadan kendi başına karar verebilen ve görevleri yerine getirebilen sistemleri ifade eder. Üretken yapay zekanın yani GenAI’ın aksine, bu sistemler yalnızca kullanıcıdan gelen komutlara yanıt vermekle kalmaz; veri analizi yapar, sonuç çıkarır ve gereken işlemleri uygular. Örneğin, bir otel rezervasyonu için seçenekler sunmak yerine, seyahat tercihlerinize, bütçenize ve geçmiş konaklama alışkanlıklarınıza göre doğrudan bir otel rezervasyonu yapabilir.
Agentic AI ile şekillenen bu yeni yapay zeka çağının etkileri yalnızca pazarlama ile sınırlı kalmayacak. Gartner’a göre, 2028’e kadar kurumsal yazılım uygulamalarının üçte biri karar alıcı yapay zeka içerecek. Bir yıllık bir zaman diliminde değişen alışkanlıkların miktarını tam anlamıyla anlatabilmek için bu oranın 2024’te yüzde 1’den az ölçümlendiğini vurgulamak gerek. Bunun yanı sıra, şirketlerdeki günlük kararların yüzde 15’inin de tamamen otonom bir şekilde alınması bekleniyor. Salesforce’un Aralık ayında duyurduğu Agentforce 2.0 ve Google’ın Gemini 2.0 gibi sistemleri bu dönüşümün öncüleri ve teoriden çıkıp pratik olarak kullanılmasının ilk örnekleri olarak değerlendirilebilir.
Markalar sadece tüketiciye değil, yapay zekaya da hitap etmeli
Karar alıcı yapay zeka, tüketiciler için işleri kolaylaştırarak süreçleri hızlandırırken, pazarlama profesyonelleri için hem fırsatlar hem de zorluklar sunuyor.
Diyelim ki bir uçak bileti almak istiyorsunuz. Agentive AI asistanınız, fiyatı önceliklendirdiğinizi anlayarak sizin için en uygun ve ekonomik bileti otomatik olarak satın alabilir. Böylece, farklı hava yollarını karşılaştırmak gibi zaman gerektiren bir süreçten kurtulursunuz.
Ancak bu durum, markaların tüketiciyle olan doğrudan bağlantısını riske atabilir. Karar alıcı yapay zeka tüketiciler adına hareket ederken, markaların satın alma sürecindeki etkisi azalabilir. Bu bağlamda, markaların yalnızca tüketicilere değil, yapay zeka sistemlerine de hitap etmeleri gerekecek.
Diğer yandan, bu dönüşüm doğru kullanıldığında markalar için müşterilerle daha derin ilişkiler kurma fırsatı sunabilir. Kendi yapay zeka ajanlarını geliştiren markalar, her müşteri etkileşimini kişiselleştirerek benzersiz bir deneyim yaratabilir.
Bu dönüşümden ne öğrenebiliriz?
Agentic AI’ın yükselişi, tüketicilerle markalar arasındaki ilişkiyi değiştirmeye gebe. Peki, pazarlama profesyonelleri bu teknolojiyi nasıl etkili bir şekilde kullanabilir?
- Kişiselleştirilmiş deneyimler sunmak:
Karar alıcı yapay zeka, tüketici alışkanlıklarını, tercihlerini ve bütçesini analiz ederek hiper kişiselleştirilmiş önerilerde bulunabilir. Bu, yalnızca önerilerle sınırlı kalmaz; doğru mesajı, doğru zamanda, doğru tüketiciye ulaştırmak mümkün hale gelir. Ayrıca, yapay zeka sistemleri reklamların ne zaman gösterileceğine (ve ne zaman gösterilmemesi gerektiğine) karar vererek daha verimli kampanyaların hayata geçirilmesini imkanlı kılar. - Marka standartlarını korumak:
Karar alıcı sistemler, bir markanın standartlarını öğrenme ve bu standartlara uygun kararlar alma konusunda oldukça hızlı. Bu özellik, özellikle global pazarlarda faaliyet gösteren markalar için kritik bir avantaj sunuyor. Aynı zamanda, bu sistemler doğru bilgi kaynaklarını ayırt etme konusunda da yetenekli; bu da karar verici yapay zekanın, GenAI dendiğinde en çok öne sürülen güvenilir olmama, halüsinasyon görme gibi sorunların çözümü olarak konumlanıp anlamlı bir opsiyon haline geliyor. - İş gücünü yeniden şekillendirmek:
Agentic AI’ın örneklerinden Salesforce’un Agentforce 2.0 gibi sistemler, ekiplerin iş yükünü hafifletmek ve otonom yapay zeka ajanlarıyla desteklemek için tasarlandı. Pazarlama kampanyalarını optimize etmek, bütçeleri yeniden tahsis etmek ve performans ölçümlerine dayalı anlık kararlar almak gibi işlemler, artık insan müdahalesine ve kıymetli zamanına ihtiyaç duymadan yapılabilir.
Sonuç
Karar alıcı yapay zeka, öncelikle pazarlama dünyasını ve tüm sektörleri, ardından tüketici deneyimini yeniden şekillendireceğe benziyor. Öyle ki, Microsoft CEO’su Satya Nadella da henüz bu hafta Agentic AI’ın SaaS’ların (Software as a Service) yerini alacağını ve iş dünyasını baştan tanımlayacağını belirttiği bir demeçte bulundu. Bu dönüşüm sürecinde markaların doğru yetenekleri ve araçları kullanarak bu teknolojiden faydalanması kritik hale geliyor. Yapay zekayı doğru şekilde kullanmak, markaların müşterilerle olan bağını güçlendirmenin anahtarı olabilir.
Buna da göz atın: 2025’in içerik pazarlama (content marketing) trendleri