Uluslararası kamuoyu ve piyasa araştırma şirketi IPSOS’un on yılı aşkın bir süredir gerçekleştirilen “Dünya Neyi Dert Ediyor” araştırması, her ay dünyanın dört bir yanındaki vatandaşların kaygılarını ortaya koyuyor. 29 ülkeden 20 bini aşkın katılımcıyla yapılan bu çalışma toplumların ekonomik, sosyal ve politik endişelerini analiz ederek dünya genelindeki en büyük endişeleri ve insanların kendi ülkelerindeki durumun doğruya mı yoksa yanlış bir yöne mi gittiğine dair hem küresel hem de yerel düzeyde derinlemesine bir bakış sunuyor. Türkiye’nin bu tabloda yer alan konumu, dikkat çekici detaylarla dolu.
Dünya’da suç ve şiddet: Artan bir tehdit algısı
Araştırma sonuçlarına göre suç ve şiddet ile enflasyon, küresel çapta yüzde 32 oranıyla en büyük endişe kaynakları arasında yer alıyor. Suç ve şiddet, dünya genelinde Mart 2020’den bu yana en yüksek seviyelere çıkarken, Japonya (+18 puan) ve Türkiye’de (+7 puan) dikkate değer artışlar gözlemleniyor. Türkiye’de, suç ve şiddetle ilgili kaygılar geçen aya göre 7 puan artarak yüzde 39’a ulaşmış ve dünya ortalamasının üzerinde bir seviyeye çıkarken, bu oran Temmuz 2018’den bu yana görülen en yüksek seviye olarak dikkat çekiyor. Ekim ile Kasım ayları arasında Türkiye’de yaşanan Sur cinayetleri ve TUSAŞ’a düzenlenen terör saldırısı gibi olaylar, bu artışın başlıca nedenleri arasında yer alıyor. Kasım ayında suç ve şiddet konusundaki endişelerdeki artış, uzun süredir gündemde olan enflasyon gibi ekonomik sorunların yarattığı etkileri gölgede bırakacak boyutlara ulaştı.

Enflasyon: ekonominin kalıcı başlığı
Dünya genelinde ve Türkiye’de vatandaşların en büyük ekonomik endişesi enflasyon olmaya devam ediyor. Kasım 2024 itibarıyla enflasyon, 29 ülkede ortalama yüzde 32 oranında bir endişe kaynağı olarak sabit kalırken, 2023 yılına kıyasla küresel düzeyde biraz daha az kaygı yaratıyor.
Enflasyon başlıca endişe kaynağı olmaya devam etse de, Ekim ayına ve 2023 yılına kıyasla yüzde 10’luk dikkat çekici bir düşüş gözlemleniyor.
Türkiye’de katılımcıların yüzde 45’i, enflasyonun hala ülkenin en büyük ekonomik endişesi olduğunu belirtiyor. Artan gıda ve temel ihtiyaç fiyatları, halkın günlük yaşamını doğrudan etkiliyor ve Türkiye’yi bu konuda Singapur, Avustralya ve ABD gibi ülkelerle birlikte küresel ortalamanın oldukça üzerinde bir hassasiyet seviyesine taşıyor. Ancak, enflasyon başlıca endişe kaynağı olmaya devam etse de, Ekim ayına ve 2023 yılına kıyasla yüzde 10’luk dikkat çekici bir düşüş gözlemleniyor. Bu düşüşün, suç ve şiddet konusundaki endişelerdeki keskin artışın, diğer kaygıları gölgede bırakmasından kaynaklandığı düşünülüyor.
Araştırmanın sunduğu bir diğer perspektif, Amerika Birleşik Devletleri’nde vatandaşların yüksek enflasyon endişe oranlarının (yüzde 50), araştırmanın yürütüldüğü tarihlerde gerçekleşen Amerikan başkanlık seçimlerinin sonucundan etkilenmemesidir. Amerika merkezli haber ajansı ABC News’in başkanlık seçiminden sonra yaptığı çıkış anketine göre, Amerikan seçmenleri Donald Trump’ı tercih etmelerindeki başlıca etken olarak, onun ekonomi ve hayat pahalılığıyla mücadele edebileceğine duydukları güveni belirtmiştir. Ancak buna rağmen, ABD vatandaşlarının enflasyonla ilgili kaygılarının Kasım ayında ve önümüzdeki aylarda devam etmesi, küresel anlamda enflasyon endişesinin etkisini artırarak sürdürebileceği olasılığını güçlendirmektedir.

Yolsuzluk ve ekonomik algılar
“Yoksulluk” ve “Sosyal Eşitsizlik” yüzde 30 ile dünyanın endişeleri arasında üçüncü sırada yer alırken, “İşsizlik” ve “Yolsuzluk” yüzde 26 oranıyla onu takip ediyor. Türkiye’de ise yoksulluk ve sosyal eşitsizlik endişesi yüzde 32 oranında sabit kalırken, siyasi ve mali yolsuzluk endişesi yüzde 25 seviyesine yükselerek dünya ortalamasına yaklaştı.
Türkiye’deki katılımcıların ülkenin ekonomik durumu hakkındaki karamsar tutumu ise başka bir boyut sunuyor. Türkiye’deki katılımcıların yüzde 81’i ülke ekonomisinin “kötü” bir durumda olduğunu düşünüyor. Bu oran, Türkiye’yi, Japonya (yüzde 88), Güney Kore (yüzde 87), Fransa (yüzde 85) ve Macaristan’dan (yüzde 83) sonra dünya genelinde ekonomik karamsarlığın en yoğun yaşandığı ülkelerden biri yapıyor.
Araştırma, Türkiye’deki vatandaşların yalnızca yüzde 19’unun ülkenin doğru yolda olduğunu düşündüğünü yansıtırken. Bu oran, dünya genelinde yüzde 38 olan küresel ortalamanın oldukça altında yer alıyor. Peru, yüzde 11 ile bu alanda en karamsar ülke olurken, Türkiye sıralamada son sıralarda yer alıyor.

Küresel endişeler ve Türkiye’nin durumu
Ipsos’un raporu, küresel eğilimler ile Türkiye’nin bu eğilimlere ne kadar paralel olduğunu da gözler önüne seriyor. Suç ve şiddet, enflasyon, terörizm, yoksulluk ve sosyal eşitsizlik gibi konularda Türkiye’nin endişe oranları dünya genelinden daha yüksekken; sağlık, işsizlik ve küresel ısınma gibi konularda Türkiye’deki endişe oranları küresel ortalamanın altında kalıyor.
Kasım ayının öne çıkan diğer başlıkları arasında Japonya’da suç endişesinin son 10 yılın en yüksek seviyesine ulaşması, Kanada ve Polonya’da sağlık hizmetleriyle ilgili kaygıların artması ve İspanya’da sel felaketleriyle ilgili tartışmaların yolsuzluk ve iklim değişikliği konularını gündeme getirmesi yer alıyor.

Metodoloji
Ipsos’un Dünya Neyi Dert Ediyor Kasım 2024 raporu, 29 ülkede toplam 23.320 katılımcıyla 25 Ekim – 8 Kasım 2024 tarihleri arasında gerçekleştirilen çevrimiçi anketlere dayanıyor. Anketler, her ülkede 16-74 yaş aralığındaki bireylerden alınan temsili bir örneklem ile yürütüldü. Brezilya, Şili, Kolombiya, Hindistan, Endonezya, Malezya, Meksika, Peru, Singapur, Güney Afrika, Tayland ve Türkiye’deki örneklemler, genel nüfustan daha kentsel, daha eğitimli ve/veya daha varlıklı kesimlerden oluşturuldu.
Bu makale, Ipsos’un Ekim ve Kasım 2024 tarihleri arasında gerçekleştirdiği “What Worries the World – November 2024” araştırmasının bulgularını ve tablolarını içermektedir.