The NewsightThe NewsightThe Newsight
Bildirim
Font Büyüklüğünü DeğiştirAa
  • Haberler
  • Insight
  • Foresight
  • Nedir?
Font Büyüklüğünü DeğiştirAa
The NewsightThe Newsight
Arama
  • Haberler
  • Insight
  • Foresight
  • Nedir?

Yeni Yazılar

Churn (müşteri kaybı) nedir? Durdurma stratejileri veKPI’lar

Veri minimalizmi nedir?

Türkiye’nin en büyük podcast buluşması dördüncü kez gerçekleşti

Lükste yeni dönem: İkinci el ve kiralama modeli yükseliyor

Endüstrinin geleceği: Yetenek krizi ve çözüm yolları

Takip Edin
  • Hakkımızda
  • Künye ve İletişim
  • Reklam ve İş Birliği
The Newsight © 2025
The Newsight > Insight > Sürdürülebilirlik fetişizmi ve ekolojik burjuvazi
Insight

Sürdürülebilirlik fetişizmi ve ekolojik burjuvazi

Yazar Arda Öztaşkın Ocak 16, 2025
Paylaş
5 Dk. Okuma
Paylaş

Sürdürülebilirlik kavramının içinin boşaltılarak, bir “fetiş”e dönüştüğünü söylesek, yanlış olur mu? Baudrillard’ın simülasyon kavramıyla Marx’ın meta fetişizmi anlayışını harmanlayan bir bakış açısıyla bunu söylemek mümkün. “Sürdürülebilirlik fetişizmi” dediğimiz fenomen, aslında kapitalist mantığın ekolojik sorunları yeni bir metaya çevirerek, kendini yeniden üretmesinden başka bir şey değil. Kritik konu şu: Bu fetiş, gerçek ekolojik mücadele yerine, yeni tüketim pratikleri ve sloganlarla yaratılan sanal bir yeşil dünyayı koyarak, sistemin yapısal çelişkilerini giderek daha da görünmez kılıyor.

İçindekiler
Ekolojik simülasyonMetalaştırma aracı olarak sürdürülebilirlikYeni bir habitus: Ekolojik burjuvaziSonuç: Radikal bir alternatif ihtiyacı

Ekolojik simülasyon

Fransız düşünür ve sosyolog Jean Baudrillard’ın simülasyon kavramı, gerçeklikle kurguyu birbirinden ayırt etmenin giderek imkansız hale geldiği bir toplumsal duruma işaret eder.

Baudrillard’a göre, modern toplumlarda medya ve teknoloji aracılığıyla sürekli tasarlanan algılar, gerçekliğin yerine geçerek “hiper-gerçeklik” adı verilen sahte bir gerçeklik düzeyi yaratır. Meşhur “algı, gerçekliktir” yerine “algı, hiper-gerçekliktir” durumu…

Sürdürülebilirlik söylemi de günümüzde çoğu zaman böyle bir hiper-gerçeklik düzeyinde işlev kazanıyor. Gerçek ekolojik dengenin korunması veya iklim krizine karşı somut eylemlerden ziyade, çevre dostu veya karbon nötr etiketli söylemlerle ve sözde bu yönde sahte bir ilgiyle inşa edilen eko-statüko, gündemi ve kamuoyunu şekillendiriyor. Bu da bizzat eylemlerin yerini alarak sahte bir ekolojik duyarlılık hissi yaratıyor.

Tam da bu yüzden, kapitalizmin sürdürülebilirlik söylemi, bir tür “ekolojik simülasyona” işaret ediyor. Sistemin doğası, sınırsız kâr arayışına ve tüketim döngüsünün devamlılığına dayanırken, sürekli büyüme ideali ekolojik zararı kaçınılmaz kılıyor.

Metalaştırma aracı olarak sürdürülebilirlik

Marx’ın meta fetişizmi, günümüzün sürdürülebilirlik yaklaşımında da yankı buluyor. Kapitalist pazarda sürdürülebilirlik çoğu zaman, “yeşil” ya da “çevre dostu” etiketiyle satılan ürünlerin özel bir statü kazanmasını sağlıyor.

‘Sürdürülebilir’ etiketine sahip bu ürünler, sanki kendi başına büyülü ve özel bir değeri varmışçasına metalaşıyor. Reklamlar ürüne “doğa dostu” bir paketleme yaparak, tüketiciye sunuyor. Üretimin toplumsal ve ekolojik maliyeti arka planda kalıyor. Böylece, yeşil etiket; meta için yeni ve cazip bir kaldıraç olarak işlev görmeye başlıyor.

Dolayısıyla, yaratılan “sürdürülebilirlik fetişizmi,” sadece ekolojik kaygıların sözde ticari söylemlerle maskelenmesini sağlamıyor; aynı zamanda toplumsal, siyasal ve ekonomik düzlemdeki köklü değişim ihtiyacının da üzerini örtüyor.

Radikal bir dönüşüm gerektiren yapısal sorunlar, incelikli bir pazarlama stratejisiyle normalleştirilirken, bir tür ekolojik duyarlılık yanılsaması yaratılıyor.

Yeni bir habitus: Ekolojik burjuvazi

Fransız sosyolog Pierre Bourdieu’nün “habitus” kavramı, bireylerin toplumsal dünyayla kurdukları ilişki sonucunda edindikleri görece kalıcı düşünme, algılama ve davranma eğilimlerini ifade eder. Bu kavram, toplumun yapısal özelliklerinin tek tek bireyler tarafından nasıl içselleştiğine, günlük pratiklerinin nasıl biçimlendiğine ışık tutar.

Bu çerçevede, sürdürülebilir tüketim pratikleri yeni bir sınıfsal ayrışma mekanizması yaratıyor. “Ekolojik burjuvazi” olarak adlandırabileceğimiz bu yeni sınıf, çevresel kaygıları bir kültürel sermaye ve ayrıştırıcı unsur olarak kullanıyor. Tesla Model S kullanmak, organik gıda tüketmek ya da sıfır atık yaşam tarzını benimsemek, bu sınıfın ayırt edici özellikleri haline geliyor.

Bu yeni habitus, ekolojik krize karşı kolektif bir mücadele potansiyelini bireysel bir yaşam tarzı seçimine indirgiyor. “Sürdürülebilir” tüketimin lüks bir seçeneğe dönüşmesi, ekolojik krizi derinleştiren sınıfsal eşitsizlikleri görünmez kılıyor. Sistem, kolektif politik eylemi bireysel tüketim tercihlerine indirgeyerek, gerçek bir dönüşümün önünü tıkıyor.

Sonuç: Radikal bir alternatif ihtiyacı

Sürdürülebilirlik fetişizmi, kapitalizmin ekolojik krizi nasıl içselleştirip yönettiğinin çarpıcı bir örneği. Gerçek bir ekolojik dönüşümün önündeki en büyük engellerden biri olarak da karşımızda.

Sistemin yarattığı simülasyondan çıkış, ancak radikal bir alternatifin peşinde olmakla mümkün. Bu alternatif, ekolojik krizi sınıfsal boyutuyla ele alan, kolektif eylemi öne çıkaran ve sistemin temel dinamiklerini sorgulayan bir perspektife dayanmalı.

Sürdürülebilirliğin gerçek anlamını yeniden kazanması, ancak onun meta formundan kurtarılması ve kolektif bir proje olarak yeniden tanımlanmasıyla mümkün. Bu da mevcut sistemin temel varsayımlarını ve işleyiş mekanizmalarını radikal biçimde sorgulamayı gerektiriyor.

Sonuç itibariyle, sürdürülebilirlik kavramının “yeşil etiketler” ve kurumsal pazarlama kampanyalarının ötesinde, derin bir ekolojik, sosyal ve ekonomik dönüşüm talebini işaret ettiğini unutmamak lazım.

Gerçek çıkış yolu, sürdürülebilirlik söyleminin içi boş bir etiket olarak kalmaması, radikal bir yeniden düşünme ve yapısal bir değişim çabasıyla anlam kazanmasından geçiyor.


Buna da göz atın: Çağın anestezisi: Toksik dijital estetizm

ETİKET:Köşe YazısıTanımlar ve Terimler

Güncel Kalın

İş dünyasından en güncel haberler, sektörel analizler ve ilham verici içerikler için sosyal medya hesaplarımızı takip edin.

Popüler

OpenAI’dan iş platformu ve sertifika programı

Elon Musk bir günlüğüne “dünyanın en zengin insanı” unvanını kaptırdı

Akbank’tan yeni teknoloji ve veri merkezi yatırımı

ABD ve Çin arasında bir iyi, bir kötü gelişme: TikTok ve NVIDIA

İlgili Yazılar

2024: Teknolojinin dünyayı dönüştürdüğü yıl

2024'te kanser tedavisinden sürdürülebilir enerji çözümlerine kadar uzanan teknoloji merkezli gelişmeler, dünyayı değiştirdi.

Yazar The Newsight 4 Dk. Okuma

Veri minimalizmi nedir?

Veri minimalizmi nedir? Markalar neden sade veri stratejisine yöneliyor? Veri minimalizminin temel ilkeleri, avantajları ve…

Yazar The Newsight 3 Dk. Okuma

Dijital dönüşümün kalbi: İşletmelerde yapay zeka

Dijital dönüşüm çağında işletmelerde yapay zeka, sadece teknolojik bir yenilik değil, stratejik bir zorunluluk haline…

Yazar Volkan Kılıç 4 Dk. Okuma

İçerik her yerde, dikkatler dağınık: Medya parçalanması nedir?

Markalar için artık en büyük zorluklardan biri, medya parçalanması nedeniyle izleyiciye nasıl ulaşabileceklerini belirlemek.

Yazar The Newsight 4 Dk. Okuma

Moodscrolling: Kullanıcı ruh haline göre içerik sunma yarışı

"Doomscrolling"in karşıtı "moodscrolling" nedir? Markalar, moodscrolling'i stratejilerine nasıl entegre edebilir?

Yazar The Newsight 3 Dk. Okuma

Ne yaparsan yapma; ne dediğin de nasıl dediğin de olay…

Halkla ilişkiler "ne yaparsan yapma, ne dediğin de nasıl dediğin de olay" olan bir etkileşimdir.

Yazar Elçin Tekirler 4 Dk. Okuma
The Newsight

İş dünyası haberleri, pazarlama ve kurumsal iletişim stratejileri, sektörel içgörüler, araştırma analizleri ve konularında uzman yazarlardan düşünce yazıları.

Bağlantılar

  • Gizlilik ve Kişisel Veri Politikası
  • Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Kapsamında Açık Rıza Beyanı

Bilgiler

  • Hakkımızda
  • Künye ve İletişim
  • Reklam ve İş Birliği

DSAB Yayın Yapım Tanıtım Organizasyon Bilişim Ticaret Limited Şirketi © 2024