Girişimcilik kültürü, hareketsizliği cezalandırır ve hızı yüceltir desek yanılmış olmayız. Her şey düşünüldüğünden de yolunda giderken dahi bir startup kurucusuna en büyük hayalini sorduğunuzda “exit etmek” yanıtını almış olabilirsiniz. Hızla olan ilişkisinin bu denli merkezinde olan girişimcilik sektöründe, düşünmek için durmak dahi bir bakıma “ayıp” olabilir… Peki, bu yaklaşım gerçekten tek doğru mu? Hızın bu denli merkezine işlediği bir sektörden hareketle “erteleme” kavramını ele alalım. Doğru çözümü bulmak üzere düşünmeye, nam-ı diğer hareketsizliğe vakit ayırmak, beynin daha verimli çalışması için bir strateji olabilir mi? StartUp To ScaleUp Kurucusu James Sinclair, erteleme kavramına yeni bir yorum getiriyor.
İki taraf: Yıkıcı ve yapıcı erteleme
Erteleme, bir yanda yıkıcı bir hale dönüşebilir: kaçınma, korku, direnç. Öte yandan, yapıcı olabilir: kuluçka, rafine etme, farklılaşma. Sorun şu ki, özünde birbirinden çok farklı olmalarına rağmen bu iki erteleme sürecinin kişide yarattığı, çoğu zaman aynı histir. Stratejik düşünme deneyimi ile erteleme arasında hiçbir fark olmadığını belirten Sinclair, beynimizin bir problemi çözmek için stratejik bir şekilde arka planda çalışmasına izin vermenin, bazen zorlayarak çözmeye çalışmaktan çok daha hızlı sonuçlar verebileceğini vurguluyor.
Tabiri caizse, aksiyon almak için “debelenme” hissindense sağlam adımlarla ilerlemek adına bir nefes almanın daha anlamlı olduğunu teoride her birimiz biliyoruz. Ancak girişimcilik gibi özellikle hızla birlikte anılan sektörlerde habire ilerlemek, çözümü zorla bulmaya çalışmak, savaşmak doğru yanıt gibi gelebiliyor. Ancak erteleme, aslında daha verimli olmanın kapılarını arayabilir…
Erteleme, yapıcı bir şekilde kullanıldığında, aslında beynin en iyi fikirleri ortaya koymasına fırsat verebilir. Ama bunun için, öncelikle bir şeylere başlamak gerekir. Sinclair’in de belirttiği gibi; “Problemi gerçekten ele almadığınız sürece, beyninizin çözebileceği bir şey yoktur”.
Ertelemenin bilimsel temeli: Zihninizi tanıyın
Ertelemenin aslında iki yönü olduğunu gösteren bazı bilimsel temeller bulunuyor. Bunlar, beynimizin bu süreci nasıl işlediğine dair önemli ipuçları sunuyor.
- Zeigarnik Etkisi: Beyin tamamlanmamış işleri sevmez. Bir şeyi başlattığınızda ve ardından ertelediğinizde, beyniniz bu problemi arka planda çözmeye devam eder. Bu yüzden en iyi fikirler genellikle duşta ya da odaklanmadığınız anlarda ortaya çıkar. Beyniniz, daha fazla kuvvet değil, alan ister.
- Parkinson Kanunu: İş, tamamlanması için verilen zamanı doldurur. Yani daha az zamanınız olduğunda, daha fazla iş yaparsınız. Erteleme yaparken zamanınızı sıkıştırırsınız ve bu da beyninizi önceliklendirmeye zorlar. Böylece, önem taşımayan her şeyi dışarıda bırakır ve gerçekten önemli olanı hedeflersiniz.
Kuluçka süreci: Zihninizi dinlendirin
Bazı işleri yapmamayı tercih etmek çok faydalı olabilir. Sinclair bu hali “kuluçka” olarak adlandırıyor. Herkesin içinde bulunduğu o an, zihnin en verimli çalıştığı an olabilir. Ancak bu, zorla çalışmak yerine, bazen durmak ve beynin düşünmesine izin vermek anlamına gelir.
Bir yazılımcının saatlerce kod yazmak yerine sadece bir gün boyunca “hiçbir şey yapmadan” bir problemi çözebilecek farkındalığa sahip olması, aslında son derece yaratıcı ve verimli bir yaklaşım olabilir. İronik bir şekilde, bu tür “dinlenme” süreçleri, en verimli işlerin ortaya çıkmasına olanak tanır. İyi bir ürün kararı bazen inşa etmekten değil, düşünmekten gelir. Zihni, gereksiz bir şekilde baskı altında tutmak yerine, ona düşünme fırsatı vermek, doğru yönü gösterebilir.
Ertelemenin sinyali: Kaçınma mı, strateji mi?
Erteleme her zaman yapıcı olmayabilir. Yıkıcı erteleme, genellikle korkudan kaynaklanır. Bir işe başlamak için gerekli cesareti bulamamak, ya da ne yapacağını bilememek, çoğu zaman ertelemenin başlıca sebeplerindendir. Ancak bu durumda, iki seçenek vardır:
- Erteleme yapmaya devam edin ve problemin bir şekilde çözülmesini bekleyin.
- Kendinize sorular sorun, problemi küçük parçalara ayırın ve ilk adımı atın.
İkinci seçenek çoğu zaman daha verimli olacaktır.
Sonuç: Strateji ve düşünme süreci
Erteleme, bazen sadece beyninizin doğru şekilde çalışmasına fırsat vermek anlamına gelir. Zihninizi tanıyın, stratejik olarak hareket edin ve erteleme sürecini verimli bir şekilde kullanın. Beyniniz bir desen tanıma motorudur ve onu doğru bilgilerle beslediğinizde en iyi sonuçları alırsınız. Bazen, en iyi hareket, hareketsiz kalmaktır. Zihinsel olarak boş vakitler geçirebilir, beyninizin doğal olarak yaratıcı düşünceler üretmesini sağlayabilirsiniz. Önemli olan, “stratejik tembellik” ile tembellik arasındaki farkı ayırt edebilmektir.
Buna da göz atın: Optimistik nihilizm: “Ne anlamı var?”