Ağustos 2025’in ilk pazartesi günü, yapay zeka dünya genelinde 2.100’den fazla haber başlığına konu oldu. Malezya’da dolandırıcılık vakalarından Uganda’da Luganda dilini öğrenme projelerine, Hindistan’ın teknoloji sektöründeki dönüşümden ABD ve Çin’de yeni milyarderlerin ortaya çıkmasına kadar geniş bir yelpazede gündem oluşturdu. Factiva veritabanındaki aramalara göre, aynı gün geçtiğimiz yıl bu sayı 764 idi. 2022’de yalnızca 140, pandeminin etkili olduğu 2020’de ise 110 başlıkta yer aldı. 2015’e gidildiğinde ise yalnızca dokuz haberde “yapay zeka” ifadesi bulunuyordu; bunların ikisi Çinli sanatçı Ai Weiwei ile ilgiliydi.
2022’de ChatGPT’nin piyasaya sürülmesiyle başlayan yapay zeka dalgası yavaşlama sinyali vermiyor. Ancak uzmanlar, haberlerdeki artışın teknolojiye dair derinlikli bilgiye aynı oranda yansımadığını belirtiyor. ChatGPT’nin çıkışından bu yana geçen yaklaşık üç yılda, teknolojiye dair uzman bilgisi ile kamuoyu arasındaki farkın kapandığına dair net bir işaret bulunmuyor.
Ne kadarı doğru?
Yapay zekanın etkileri konusunda somut örnekler mevcut. Profesyonel hizmet firmaları, yapay zekayla üretilen raporların binlerce saatlik iş yükünü azalttığını bildiriyor. Sağlık alanında, akciğer röntgenlerinde anormalliklerin tespitini kolaylaştırdığı ifade ediliyor. Gates Vakfı CEO’su Mark Suzman, yapay zeka destekli uygulamaların Asya ve Afrika’daki çiftçilere ürün yetiştirme ve pazarlama konusunda gerçek zamanlı destek sağladığını, bunun “dönüştürücü” bir etki yaratabileceğini söylüyor.
Buna karşın, bu başarı hikayeleri kamuoyunun gündelik deneyiminden uzak kalıyor. Dahası, yapay zekanın güvenilirliği hala tartışılıyor ve tarışılmalı… Bir yapay zeka ajanından diğerine bilginin değişmesi ve yeni bir form kazanması durumu, yapay zeka araçlarını tıbbi teşhis, hukuki metin hazırlama veya çevrim içi bilgileri doğrulama gibi kritik alanlarda kullanan kişi sayısının artması karşısında endişe yaratıyor.
Değer önerisinin gerçekliği ve entegrasyon açığı
Yakın zamanda yayımlanan bir araştırma, deneyimli yazılım geliştiricilerin yapay zeka tabanlı kodlama araçlarıyla çalıştıklarında görevleri yüzde 19 daha uzun sürede tamamladığını ortaya koydu. Yine de ABD’de iş yerinde işlerinde yapay zekayı kullananların oranı son bir yılda iki katına çıkarak yüzde 8’e yükseldi.
Toplumun yapay zekaya bakışı ise bölünmüş durumda. Gallup anketine göre Amerikalıların yüzde 49’u yapay zekayı yaşamı iyileştirecek bir teknoloji olarak görürken, aynı oranda kişi insanlığa ve topluma zarar verme potansiyeli taşıdığını düşünüyor. Katılımcıların yüzde 64’ü ise yapay zekayı kişisel yaşamlarına entegre etmeyi mümkün olduğunca ertelemeyi planlıyor. Tarih, bu tür dirençlerin zamanla aşılabileceğini gösteriyor; 2000 yılında yetişkin ABD vatandaşlarının yüzde 20’sinden fazlası asla cep telefonu kullanmayacağını söylerken, günümüzde bu öngörü geçerliliğini yitirmiş durumda…
Ne anlama geliyor?
Yapay zekaya dair haber yoğunluğu, teknolojinin gündem üzerindeki etkisinin hızla arttığını gösteriyor. Ancak bu görünürlük, kamuoyunun teknolojiyi nasıl kullanacağı ve ondan nasıl fayda sağlayacağı konusundaki bilgi seviyesini aynı hızda yükseltmiyor. Mevcut tablo, bir yandan ekonomik ve bilimsel atılımlar vaat eden güçlü bir araçla karşı karşıya olduğumuzu, diğer yandan da güvenilirlik, şeffaflık ve toplumsal adaptasyon gibi alanlarda ciddi boşluklar bulunduğunu ortaya koyuyor. Önümüzdeki dönemde asıl belirleyici unsur, teknolojinin yeteneklerinden çok, bu boşlukların ne kadar hızlı ve etkili biçimde kapatılacağı olacak.
Buna da göz atın: OpenAI, GPT‑5’ı tanıttı



