Yapay zeka alanında faaliyet gösteren en parlak isimler, teknolojiyi insan gibi düşünmeye yaklaştırmak için yarışırken, Elon Üniversitesi’ndeki araştırmacılar tam tersi bir soruyu gündeme getirdi: Yapay zeka insanların düşünme biçimini nasıl değiştirecek? Bu sorunun yanıtı endişe verici bir uyarıyı da beraberinde getiriyor: Birçok teknoloji uzmanı, yapay zekanın insanları empati ve derin düşünme gibi temel beceriler açısından olumsuz etkileyebileceğinden endişe ediyor. Google Başkan Yardımcısı ve “İnternetin Babası” Vincent Cerf’in de aralarında olduğu bir grup öncünün Elon Üniversitesi bünyesinde hazırladığı ve CNN’le paylaştığı makalelerin önemli noktalarını derledik.
Fütürist John Smart, Elon Üniversitesi’nin 300 sayfalık “İnsan Olmanın Geleceği” (The Future of Being Human) adlı raporuna yazdığı makalede şu ifadeleri kullandı: “Şimdilik, bu araçlardan giderek daha fazla yararlanan küçük bir azınlık olacak gibi görünüyor. Ancak çoğu insan, hala ilkel olan bu yapay zekalara kendi iradesini, yaratıcılığını, karar verme becerilerini ve diğer hayati yetkinliklerini devretmeye devam edecek diye korkuyorum.”
Bu endişeler, milyarlarca dolarlık yatırımları cezbeden ve dünya çapında hem destek hem de şüpheyle karşılanan yapay zeka geliştirme yarışı sırasında ortaya çıkıyor. Teknoloji devleri, yapay zekanın iş yapış şeklimizi, iletişimimizi ve bilgi arayışımızı kökten değiştireceğine inanarak büyük yatırımlar yapıyor. Google, Microsoft ve Meta gibi şirketler, insanların yerine görevleri üstlenebilen yapay zeka ajanları geliştirmek için kıyasıya bir yarış içinde. Ancak uzmanlar, bu ilerlemelerin insanları yapay zekaya fazla bağımlı hale getirebileceği konusunda uyarıyor.
Yapay zekanın yaygınlaşması, insanların bu yeni teknolojiye nasıl uyum sağlayacağına dair büyük soruları da beraberinde getiriyor. Örneğin, yapay zeka iş kayıplarına yol açabilir mi? Tehlikeli yanlış bilgilerin yayılmasını tetikleyebilir mi? Elon Üniversitesi’nin raporu, teknoloji devlerinin iddia ettiği gibi yapay zekanın insanları rutin ve sıkıcı işlerden kurtarıp daha yaratıcı süreçlere yönlendireceği vaadini de sorguluyor.
Kökten, devrim niteliğinde bir değişim
Elon Üniversitesi araştırmacıları, aralarında internetin babalarından biri olarak kabul edilen ve şu anda Google’da başkan yardımcısı olan Vint Cerf, Washington Üniversitesi’nden Jonathan Grudin, Aspen Enstitüsü eski başkan yardımcısı Charlie Firestone ve Futuremade CEO’su fütürist Tracey Follows’un da bulunduğu 301 teknoloji lideri, analist ve akademisyenle anket yaptı. Katılımcıların 200’den fazlası, rapora tam uzunlukta makalelerle katkıda bulundu.
- Katılımcıların yüzde 60’ından fazlası, yapay zekanın önümüzdeki 10 yıl içinde insan yeteneklerini “derin ve anlamlı” ya da “temel, devrim niteliğinde” bir şekilde değiştireceğini belirtti.
- Yüzde 50’si, yapay zekanın insanlığa eşit oranda hem iyi hem de kötü etkiler getireceğini söylerken;
- Yüzde 23’ü değişimlerin ağırlıklı olarak olumsuz olacağını düşündüğünü ifade etti.
- Sadece yüzde 16’sı değişimlerin büyük ölçüde olumlu olacağını belirtti.
Araştırmaya katılanlar, 2035 yılına kadar sosyal ve duygusal zeka, derin düşünme kapasitesi ve istekliliği, empati ve ahlaki yargı gibi 12 insani özelliğin yapay zeka nedeniyle “ağırlıklı olarak olumsuz” etkileneceğini öngörüyor.
Raporda, insanların araştırma yapmak ve ilişkiler kurmak gibi görevlerde kolaylık nedeniyle yapay zekaya giderek daha fazla güvenmesinin, bu alanlardaki yetkinlikleri zayıflatabileceği belirtiliyor. Araştırmacılar, bu tür becerilerde yaşanabilecek bir gerilemenin toplumda daha büyük kutuplaşmaya, artan eşitsizliklere ve bireysel iradenin azalmasına yol açabileceğini öne sürüyor.
Buna karşılık, katılımcılar yalnızca üç alanın çoğunlukla olumlu yönde değişeceğini tahmin ediyor:
- Merak ve öğrenme kapasitesi,
- Karar verme becerisi,
- Problem çözme ve yenilikçi düşünme.
Bu görüşlerin yanı sıra öne çıkan bir önemli veri de, mevcut yapay zeka araçları içinde, sanat eseri oluşturabilen ve kod yazabilen programlar en popüler olanlar arasında yer alıyor. Birçok uzman, yapay zekanın bazı işleri insanların elinden alabileceğini kabul etse de, henüz var olmayan yeni iş kategorileri yaratabileceğini de düşünüyor.
Yapay zekanın evrimi
Rapor, 2035 yılına kadar yapay zekanın günlük hayata nasıl entegre edileceğine dair teknoloji liderlerinin öngörülerini de içeriyor.
Vint Cerf, insanların yakında dijital asistanlar gibi çalışan yapay zeka ajanlarına güveneceğini düşünüyor. Bu ajanlar, toplantı notları tutmaktan yemek rezervasyonu yapmaya, karmaşık iş sözleşmelerini müzakere etmeye veya kod yazmaya kadar birçok işi bağımsız olarak gerçekleştirebilecek. Teknoloji şirketleri, bu tür araçları şimdiden piyasaya sürmeye başladı; örneğin Amazon, geliştirilmiş Alexa asistanının market siparişi verebildiğini duyurdu ve Meta, işletmelere müşteri hizmetleri için yapay zeka ajanları sunmaya başladı.
Bu tür araçlar, günlük işleri kolaylaştırarak zaman ve enerji tasarrufu sağlayabilir ve tıp araştırmaları gibi alanlarda büyük fayda sunabilir. Ancak Cerf, insanların bu sistemlere giderek daha fazla bağımlı hale gelmesinden endişe ediyor:
Bu sistemlerin ne kadar kırılgan olabileceğini de tahmin edebilirsiniz. Örneğin, elektriğiniz olmadan bunların hiçbiri çalışmaz, değil mi? Bu bağımlılıklar, işler yolunda gittiğinde harika olabilir, ancak sistem çöktüğünde ciddi riskler doğurabilir.
Vint Cerf, Google Başkan Yardımcısı ve “İnternetin Babası”
Futuremade CEO’su Tracey Follows ise, insanların yapay zeka ile etkileşimlerinin sadece ekranlarla sınırlı kalmayacağını, bunun yerine giyilebilir teknolojilerden binalara kadar her yerde yapay zekanın entegre olacağını öngörüyor.
Ancak bu kolay erişim, insanların empatiyi de yapay zekaya devretmesine neden olabilir:
Yapay zeka, nezaket gösterme, duygusal destek sağlama, bakım hizmetleri ve bağış toplama gibi insani eylemleri üstlenebilir. Ayrıca, insanların yapay zeka kişilikleri ve influencer’larıyla duygusal bağlar kurabilir ve bu durum, özgün ve karşılıklı ilişkileri gölgede bırakabilir.
Tracey Follows, Futuremade CEO’su
Yapay zekaya dayalı ilişkiler şimdiden yaygınlaşmaya başladı ve bu gelişmenin etkileri bundan 12 yıl kadar önce yayınlanan Black Mirror bölümlerini (2. sezon, 1. bölüm, “Be Right Back”) andırıyor: Kimi insanlar, örneğin, vefat eden yakınlarının yapay zeka ile yeniden yaratılmış versiyonlarıyla iletişim kurarak hayatlarının bu zorlu defterini kapatmaya çalışıyor. Ancak yapay zekayla duygusal bağ kurma yelpazesinin diğer tarafında, çocuklarının yapay zeka sohbet botlarıyla ilişkileri nedeniyle zarar gördüğünü öne sürerek yasal yollara başvuran ebeveynler bulunuyor.
Uzmanlar, düzenlemeler, dijital okuryazarlık eğitimleri ve insan ilişkilerine öncelik verilerek yapay zekanın olumsuz etkilerinin önüne geçilebileceğini belirtiyor.
Tüm bu donelerin ardından anlamlı bir yorum, Amerikan İnovasyon Vakfı kıdemli araştırmacısı Richard Reisman’dan geliyor: “Önümüzdeki on yıl, yapay zekanın insanlığı destekleyip desteklemeyeceği konusunda kritik bir dönüm noktası olacak”.
Buna da göz atın: Yapay zeka regüle edilmeli, ama hızı kesilmemeli.