Aile ağacından tanımadığı akrabalarını bulmaktan kökenine dair bilgileri öğrenmeye, evde DNA testi trendinin öncülerinden biri olan 23andMe, 23 Mart’ta yaptığı açıklamada satış sürecini kolaylaştırmak amacıyla iflas koruması için başvuruda bulunduğunu duyurdu. Şirketin 15 milyon kullanıcısı için en büyük soru ise şu: Genetik verilerimize ne olacak?
Bu sorunun bir yanıtı olarak, kişisel veri gizliliğini savunan figürler ve eyalet başsavcıları, Amerikalılara 23andMe üzerindeki verilerini silmeleri çağrısında bulunuyor. Ancak şirket, iflas başvurusunun kullanıcı verilerinin saklanma biçimini değiştirmeyeceğini belirtiyor.
Peki bundan sonra ne olacak? Türkiye’de de özellikle sosyal medya üzerinde sevilen influencer’ların yaptırdığı genetik testlerin sonuçları, aynı güvenle muhafaza edilecek mi? Uzmanlara göre hem şirketler hem de araştırmacılar, 23andMe’nin devasa genetik veri havuzuna sahip olmak için büyük bir motivasyona sahip.
Genetik verilerin gücü ve tehlikeleri
Genetik bilgiler, bir kişinin sağlık risklerinden damak tadına kadar pek çok konuda önemli ipuçları sunuyor. Bu veriler sadece bireyin kendisi için değil, gelecek nesiller için de kritik detaylar barındırıyor. Ancak bu durum, büyük bir gizlilik riskini de beraberinde getiriyor.
“Genetik veri kalıcı ve eşsizdir,” diyen Genetik ve Toplum Merkezi’nden (Center for Genetics and Society) Katie Hasson, bu bilgilerin henüz doğmamış insanlar hakkında bile bilgi verebileceğine dikkat çekiyor.
23andMe, internet sitesinde herhangi bir alıcının müşteri verilerini koruma yasalarına uyması gerektiğini belirtiyor. Şirket, test kitlerini satmaya ve abonelik hizmetlerini sunmaya devam etmeyi planlıyor.
Reklamcılık ve kişiselleştirilmiş ürünler için kullanılabilir mi?
Pennsylvania Üniversitesi Wharton School’da pazarlama profesörü olan Gideon Nave’e göre, kişiselleştirilmiş ürün veya reklam sunmak isteyen şirketler için genetik veri çok değerli. Örneğin, genetik faktörlerin belirli gıdalara duyulan ilgiyi etkileyebileceği keşfedildi. Bu tür bilgiler, pazarlama profesyonelleri için büyük fırsatlar sunabilir.
Nave, “Bazen genetik veriler, insanların gerçekten ne yediğini söylemelerinden bile daha açıklayıcı olabilir,” diyor.
Sağlık araştırmalarında genetik verinin önemi
23andMe’nin sunduğu abonelik hizmetlerinden biri, kullanıcıların DNA’larının diyabet veya çölyak gibi hastalıklara yatkın olup olmadığını göstermeye yönelikti. Bu nedenle genetik veriler, kişiselleştirilmiş tıp ve sağlık araştırmaları açısından da büyük bir potansiyel taşıyor.
New York Üniversitesi Stern School of Business’tan Vasant Dhar, genetik verilerin klinik bilgilerle birleştirilmesiyle hastalık teşhislerinin daha nokta atışı bir hale gelebileceğini düşünüyor:
“Doktorlar genellikle belirtilere bakarak tahmin yürütüyor. Ancak birçok hastalık benzer semptomlar gösterebiliyor. Genetik veriler bu süreçte devrim yaratabilir.”
Ne anlama geliyor?
ABD’de olduğu gibi Türkiye’de de genetik bilgilerin sağlık sigortası veya işe alım süreçlerinde ayrımcılık için kullanılmasını yasaklayan Genetik Bilgi Ayrımcılığı Yasası bulunuyor. Ancak, iş yasası dışındaki alanlarda olası bir genetik veri kullanımı hali, gizlilik endişelerini artırıyor.
Tüm bunlara rağmen genetik test şirketlerinin satılması yeni bir durum değil. Örneğin, özel sermaye şirketi Blackstone, 2020’de Ancestry.com’u satın aldı. Ancak genetik verilerin “son kullanma tarihi” yok, bu da verilerin gelecekte kullanılma ihtimalini artırıyor.
Nave, eğer genetik veriler reklamcılıkta kullanılmaya başlanırsa, “tüketiciler, sahip olduklarını bilmedikleri sağlık özelliklerine göre hedef alınabilir,” diye uyarıyor.
Dhar ise konunun en karanlık tarafına dikkat çekiyor: “Genetik verilerle insanlar hakkında tahmin edebileceğiniz şeyler gerçekten inanılmaz. Ve evet, bu bilgiler suistimal edilebilir.”
Buna da göz atın: Elon Musk, X’i xAI’ya sattı.