Geçtiğimiz hafta dünyanın önde gelen şirketlerinden Microsoft’un 2030’a doğru sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda attığı önemli adımları aktaran bir derlemeyi yayınlamıştık. Sektör liderlerini ve gezegenin en büyük kuruluşlarının farklı perspektiflerden ele alınan hikayelerini, gerek ilham vermesi gerekse örnek olması adına paylaşmaya devam edeceğiz. Bu hafta yine dünyanın önde gelen şirketlerinden birinden bahsedeceğim. Ancak bu kurum; Türkiye’de 100 yılı aşkın süredir faaliyet göstermesinin yanı sıra ülkenin doğasını, kaynaklarını, insanlarını ve hayvanlarını önceliklendirmesiyle, yelpazenin ilham tarafında kalacak. Bugünün konusu Nestlé Türkiye.
“Burası Yuvamız” ve sürdürülebilirlik faaliyetleri
Nestlé Türkiye; 25 Şubat’ta yayına giren, prodüksiyonunu DEPO Film’in üstlendiği ve Punch BBDO imzası taşıyan “Burası Yuvamız” adlı kampanyasının basın mensuplarıyla paylaşıldığı toplantıda 1909’daki ilk satış ofisinin açılmasından bugüne dek yapageldiklerini paylaştı. Birim yöneticilerinin her birinin markaları özelinde aktardıkları ve bazıları yıllardır devam eden çalışmaların “Burası Yuvamız” söylemine birer kanıt niteliğinde olduğunu söylemek mümkün.
Nestlé Türkiye Kurumsal İletişim ve Pazarlama Direktörü Başak Ünal’ın aktarımıyla başlayan davette öne çıkan veriler arasında şunlar yer aldı:
- PwC raporuna göre 2023’te Türkiye’ye bulunulan katkısı 33.6 milyar lira;
- Yenilenebilir elektrik, pozitif su etkisi, sürdürülebilirlik önceliklendirilerek tasarlanan ambalajlar ve sıfır atık başlıklarında derlenen global sürdürülebilirlik taahhütleri, planlanandan 1 yıl önce tamamlanmış;
- 2025’in sonuna dek ambalajlarını tamamen yenilenebilir ürünlerle üretmek hedefleri arasında yer alıyor;
- Geçtiğimiz 3 yıl içerisinde topluluklara 20 bin ton gıda ve 2.5 milyon ürün desteği sağlanmış;
- Nestlé Türkiye çalışanlarının toplam 64 bin saat toplulukları güçlendirmek için gönüllü çalışmaları kaydedilmiş.
Bu notların yanı sıra, sürdürülebilirlik hedeflerini iletişim çalışmalarına da taşımak üzere çok değerli bir adımları bulunuyor. Reklam sektörünün halihazırda az olan doğrudan karbon emisyonlarına katkısını azaltmayı hedefleyen ve bu hedefle diğer sektörleri aksiyon almaya teşvik etmeyi hedefleyen Ad Net Zero’nun, henüz geçen hafta Türkiye temsiliyetinin REPİD’in çatısı altında gerçekleştirileceğini kaleme almıştık. Nestlé Türkiye, Ad Net Zero’nun ilk imzacılarından biri olarak “Burası Yuvamız” kampanya çekimleri sırasında da bu taahhüdünü yerine getirmiş. Bu süreci Ünal şöyle aktardı:
Reklam filmimizi pazarlama endüstrisinin karbon ayak izini azaltmasını hedefleyen, reklam faaliyetlerinin çevresel etkisini en aza indirmek için sürdürülebilir uygulamaların yaygınlaşmasını teşvik eden küresel bir girişim olan Ad Net Zero’nun sürdürülebilirlik prensipleri ile uyumlu çektik. Ad Net Zero’nun Türkiye’deki ilk imzacılarından biri olarak filmin tüm prodüksiyon aşamalarında, Nestlé’nin sürdürülebilirlik hedeflerine uygun hazırlanan Net Sıfır yol haritasına uyma gayreti gösterdik.
Çekim süreçlerinde set dekorasyonunda çalışanlar sürdürülebilir malzemeler ile ilgili bilgilendirildi, doğal ışık kullanımına öncelik verildi, geri dönüştürülebilir malzemeler kullanılmasına özen gösterildi. Aynı zamanda çekim sırasında ortaya çıkan atıklar ayrıştırılarak geri dönüşüme yollandı ve basılı materyaller yerine QR kodlar kullanılarak kağıt kullanımı en aza indirildi. Ekiplerin ulaşım ve lojistik konusunda bilinçli tercihler yaparak toplu taşıma, elektrikli araçlar ve yerel ekiplerle çalışma prensiplerine öncelik verildi. Bu yaklaşımımızı gelecekteki tüm prodüksiyonlarımıza taşımaya, çevresel etkimizi azaltarak daha sürdürülebilir bir geleceğe katkıda bulunmaya devam edeceğiz.”
Birimlerin köklü güç birlikleri
Ünal’ın ardından aktarıma devam eden Çikolata ve Şeker Birimi Genel Müdürü Esin Tanık, Damak ile TEMA Vakfı’nın güç birliğinden doğan ve 2011’den bu yana başarıyla devam eden “Fıstığımız Bol Olsun” projesiyle, topraklarımızın potansiyel verimine ulaşabilmesi için çiftçilerle bizzat çalışılan projenin çıktılarından bahsetti.
Ardından Nestlé Purina Pet Care Genel Müdürü Ayça Erkol, Kurtaran Ev ile güç birlikleri doğrultusunda 100 köpek sahiplendiklerini, Nestlé çalışanlarının da ayrıca Kurtaran Ev aracılığıyla patili dost sahiplenmeleri için gerçekleştirdikleri çalışmalardan bahsetti. Yılda 80 ton mama bağışı yaptıklarını belirten Erkol, görme engelli bireylerin hareket kabiliyetlerini geliştirerek yaşam kalitelerini arttırmayı sağlamak amacıyla, rehber köpekler yetiştirip ücretsiz olarak görme engellilerin hizmetine sunan Rehber Köpekler Derneği ile faaliyetlerini aktardı. Patili dost sevdalarının sadece ofis dışı iş birlikleriyle değil, devamlı olduğunu ortaya koyan bir diğer projeleri ise, Nestlé çalışanlarının yıllardır evcil hayvanlarını haftanın belli günleri ofise getirmelerini mümkün kılan ve teşvik eden “Dostum Ofiste” idi.
Nestlé Kahvaltılık Gevrekler Genel Müdürü Emre Kılıçal ise Nesfit’in güç birliklerinden bahsetti. Meme Sağlığı Derneği (MEMEDER) ile 12 yıldır süregelen Nesfit Pembe Kurdele ile, yılda 2.3 milyar olarak kaydedilen yeni vakayla en yaygın kanser türlerinden olan meme kanserine dair farkındalık yaratılıyor.
Bir gözlem, bir de temenni…
Başlangıçta belirttiğim gibi; Nestlé’nin ülkenin doğasını, kaynaklarını, insanlarını ve hayvanlarını önceliklendiren bir kurum olması ve bunu yaparken gezegeni incitmeyişi; ilham veren ve boyutu fark etmeksizin tüm şirketlerin faaliyet stratejilerine yol haritası olabilecek bir varlığı ortaya koyuyor.
Temennim, “Burası Yuvamız” yaklaşımının hepimiz tarafından benimsenmesi.