Yapay zekânın yalnızca teknolojik araç değil, bir anlatı ortağı haline geldiği çağın eşiğinde, Türkiye’den çığır açan bir yapım geldi: “Gerçek Ötesi”. Tamamı yapay zeka tarafından üretilen bu uzun metraj belgesel, hem üretim süreci hem de temasıyla sınırları zorluyor.
Tamamı yapay zekayla üretilen uzun metraj belgesel
Yönetmenliğini Alkan Avcıoğlu’nun üstlendiği ve senaryosunu Gizem Avcıoğlu (Vikki Bardot) ile birlikte yazdığı “Gerçek Ötesi”, Türkiye’de tamamen yapay zeka ile üretilmiş ilk uzun metraj belgesel olma özelliğini taşıyor. Görüntüler, ses tasarımı, müzikler ve anlatım dili dahil tüm yaratıcı süreç, AI destekli yazılımlar aracılığıyla hayata geçirildi.
Yapım süreci, 15 ay süren belgesel için 55 saat uzunluktan fazla ham görüntü üretildi; yani yaklaşık 200 bin saniye, tamamen insan eli değmeden yaratıldı.
Belgeselin temel teması, teknolojinin insan algısı ve toplumsal gerçeklik üzerindeki etkisini ele alacak. “Gerçek dünya hakkında sahte bir film” olarak tanımlanan yapım, hem görsel diliyle hem de içeriğiyle gerçeklik kavramını yeniden tanımlamayı hedefleyecek.
Yapay zeka tarafından yaratılan karakterler, sahneler ve anlatılar, izleyiciye distopik bir kurgu sunmak yerine, bugünün veriyle şekillenen dünyasına ayna tutuyor.
Sanal gözle sinema: AI anlatım biçimi nasıl işliyor?
Filmde kullanılan tüm görseller ve ses unsurları, Alkan Avcıoğlu tarafından yönlendirilen yapay zeka sistemleri aracılığıyla üretildi. Bu sistemler, yalnızca teknik bir araç olarak değil, aynı zamanda anlatının öznesi olarak işlev görüyor. Yapay zekanın sahne kurgusu, karakter oluşturma ve atmosfer yaratma süreçlerine doğrudan müdahil olması, filmi sinema tarihinde özgün bir noktaya taşıyor.
“Gerçek Ötesi” 20 Haziran 2025 itibarıyla Başka Sinema çatısı altında Türkiye genelindeki seçili sinemalarda gösterime girdi. Paribu Cineverse ve CGV Mars Cinema gibi platformlarda yerini alan film, hem sinemaseverlerin hem de teknoloji meraklılarının dikkatini çekmiş durumda.
Neden önemli?
“Gerçek Ötesi”, yalnızca bir teknolojik deneme değil; aynı zamanda çağımızın en temel sorularından birini gündeme getiriyor: Gerçek dediğimiz şey, ne kadar bizim kontrolümüzde?
İnsan üretimiyle yapay üretim arasındaki sınırları bulanıklaştıran bu deneysel belgesel, sinema sanatının geleceği kadar, bilginin ve algının geleceği üzerine de düşündürüyor.
Buna da göz atın: X, Topluluk Notları’na yapay zeka desteği getirdi