Sanayi Devrimi’nden bu yana her büyük teknolojik sıçrama, iş gücünü dönüştürmüş ve yeni istihdam alanları yaratmıştır. Bugün yapay zeka, aynı dönüşümü bir kez daha tetikliyor. Ancak bu kez dönüşümün hızı ve etkisi, tarihteki örneklerden çok daha büyük. Kuantum Araştırma’nın Yapay Zeka Politikaları Derneği ile hazırladığı “İşletmelerde Yapay Zeka Algısı” raporu, yapay zekanın istihdam üzerindeki etkilerini Türkiye’deki işletmeler bağlamında değerlendiriyor. Ancak bu raporun bulguları, küresel tarihsel bağlamda da önemli bir perspektif sunuyor.
Yapay zekanın istihdam üzerindeki ilk etkileri
Rapor, yapay zeka kullanan işletmelerin yüzde 65,5’inin istihdam seviyelerinde bir değişiklik olmadığını, yüzde 25,9’unun istihdamını artırdığını ve sadece yüzde 8,6’sının azalma yaşadığını ortaya koyuyor. Bu veriler, yapay zekanın otomasyonla bazı işleri devralmasına rağmen yeni istihdam alanları yarattığını gösteriyor. Örneğin, işletmeler yapay zeka teknolojilerini geliştirmek için yeni yetkinliklere sahip teknik personel istihdam ediyor. Şu anda terazi tam denge noktasında olmakla birlikte iş gücünün yapay zeka yetkinliklerini kazanamaması durumumda yapay zekanın istihdama olumsuz etkisi başlayacaktır.
Tarihten bir örnekle karşılaştıracak olursak: Sanayi Devrimi sırasında makineler, birçok manuel işi devraldı. Ancak bu dönüşüm, aynı zamanda fabrikalarda yeni tür işlerin ortaya çıkmasını sağladı. Bugün yapay zeka, benzer bir şekilde bazı iş alanlarını otomatikleştirirken; yapay zeka mühendisliği, veri analitiği, algoritma tasarımı gibi yepyeni meslekleri de ortaya çıkarıyor.
Yapay zekanın insan ve makine dengesi
Rapora göre, işletmelerin yüzde 52’si yapay zekanın gelecekte kendilerini etkileyeceğini düşünüyor. Ancak bu teknolojinin tam anlamıyla benimsenmesi, ekonomik koşullar ve yetkin iş gücü eksikliği nedeniyle sınırlı kalıyor. İş gücü açısından en büyük soru ise:
İnsan ve makine arasında nasıl bir denge kurulmalı?
Bu soruya tarihten başka bir örnekle yanıt verebiliriz. 20. yüzyılın başında elektrik motorları fabrikalara girdiğinde, işçilerin rolleri de değişti. Fiziksel güç gerektiren işler azalırken, makineleri kontrol eden ve bakımını yapan daha teknik rollere ihtiyaç doğdu. Yapay zekayla da benzer bir dönüşüm yaşanıyor. Bugün veri bilimi, yazılım geliştirme ve yapay zeka entegrasyonu gibi alanlar, iş gücünün geleceğini şekillendiriyor.
Yapay zeka ve iş gücünün geliştirilmesi
Yapay zekanın etkili bir şekilde kullanılabilmesi için, işletmelerin çalışanlarını bu teknolojiye adapte etmesi gerekiyor. Raporda, profesyonellerin yapay zeka yetkinlikleri kazanmasının kritik olduğu vurgulanıyor. İşte bu noktada eğitim ve yeniden beceri kazandırma programları büyük önem taşıyor.
Öneriler:
- Mesleki Eğitim: İş gücü, yapay zekanın nasıl kullanılacağı konusunda eğitilmeli. İş gücünün yapay zekadan en büyük korkusunun da işlerinin ellerinden alınması olduğu gerçeğine baktığımızda bu eğitimler, çalışanların teknolojiye karşı korkularını azaltır ve yeni fırsatlar yaratır.
- Karma Ekipler: İnsan ve yapay zekanın birlikte çalışabileceği iş modelleri oluşturulmalıdır. Örneğin, veri analistleri ve yapay zeka algoritmaları birlikte çalışarak daha iyi sonuçlar elde edebilir.
Endişeler: İş kaybı mı, yeni fırsatlar mı?
Tarih boyunca her teknolojik devrim, başlangıçta iş kaybı korkusuyla karşılandı. Ancak uzun vadede, bu devrimler genellikle daha fazla istihdam yarattı. Kuantum Araştırma raporunda da belirtildiği gibi, yapay zekanın istihdam üzerindeki etkisi en azından şu anda dengeli bir şekilde ilerliyor.
Günümüzde:
- Yapay zekanın rutin işleri devralmasıyla, çalışanlar daha stratejik ve yaratıcı görevlere odaklanabiliyor.
- Ancak, niteliksiz iş gücünün dönüşüm sürecine dahil edilmemesi, sosyal eşitsizlikleri artırabilir. Bu nedenle, kapsayıcı bir yaklaşım şart…
Geleceği şekillendiren insan ve yapay zeka
Yapay zekanın istihdam üzerindeki etkisi, insan ve teknoloji arasındaki iş birliğinin nasıl yönetileceğine bağlı. İşletmeler, bu dönüşümü doğru bir şekilde yöneterek hem rekabet avantajı elde edebilir hem de sürdürülebilir bir iş modeli oluşturabilir.
Tarih, teknolojinin insan gücünü tamamen ortadan kaldırmadığını, aksine onu dönüştürdüğünü gösteriyor. Yapay zeka ile geleceğin iş dünyasında başarılı olmak, değişime açık bir zihniyet ve sürekli öğrenme kültürüyle mümkün olacak.
Volkan Kılıç’ın kaleme aldığı bu köşe yazısına da göz atın: Gölge yapay zeka: Görünmeyen tehditler ve fırsatlar