Yapay zeka dünyası son iki yılda hızla büyürken, bu büyümeyi taşıyan ekonomik modelin ne kadar “gerçek” olduğu tartışması da alevleniyor. Airbnb CEO’su Brian Chesky’nin “vibe revenue” (vibe geliri) olarak adlandırdığı yeni dönem, sektörde görünürde büyük yatırımlar yaratsa da, arka planda ciddi bir yapısal soruna işaret ediyor: Döngüsel finansman. Bu yapı, şirketlerin birbirine bağlı finansal taahhütlerle şişirilmiş talep sinyalleri üretmesine ve bunun da piyasalarda yapay bir büyüme algısı yaratmasına neden oluyor.
Nvidia tartışmaları: Rekor gelirler, artan soru işaretleri
Geçtiğimiz hafta Nvidia’nın açıkladığı finansal sonuçlar bu tartışmayı hızlandırdı. Şirket yine rekor gelir açıkladı; ancak sosyal medya ve analistlerin odağı, bu gelirin ne kadarının gerçek talebe dayandığı sorusuna kaydı.
Şirketin finansal durum raporlarına göre:
- Alacaklar 33,4 milyar dolara ulaştı – yıllık bazda yüzde 90 artış gördü.
- Stoklar 19,8 milyar dolara çıktı – keskin bir yükseliş yaşadı.
- Nakit dönüşüm oranı yüzde 75 seviyesinde, çip pazarında sağlıklı görülen yüzde 90 seviyesinin altında kaldı.
Bu veriler, gelirlerin önemli kısmının uzun vadeli taahhütlere ve erken verilen siparişlere dayanabileceği yönünde yorumlandı.
Ekosistemde döngüsel finansman sorunu
Tartışmanın merkezinde, yapay zeka ekosistemi boyunca görülen “ben seni fonluyorum, sen benden satın alıyorsun” ilişkileri var.
Sosyal medyada yer alan yorumlara göre:
- Nvidia’nın xAI’a 2 milyar dolarlık yatırımı, xAI’ın Nvidia’dan devasa çip siparişleriyle bağlantılı…
- Microsoft’un OpenAI’a yaptığı 13+ milyar dolarlık yatırım, OpenAI’ın Azure’a ettiği taahhütleriyle iç içe halde.
- Oracle’ın sağladığı bulut kredilerinin, yine Oracle Cloud üzerinde çalışan iş yüklerini fonladığı iddia ediliyor.
Her veri doğrulanmamış olsa da, ekosistemde döngüsel yapının güçlendiği açık.
Balon endişeleri neden artıyor?
Hızla yayılan her yorum doğru değil; bazıları eski verilerden, bazıları yanlış kıyaslamalardan besleniyor. Ancak ana sorun değişmiyor:
Bugün AI talebi olarak gördüğümüz şeyin ne kadarı gerçek müşteri ihtiyacından kaynaklanıyor, ne kadarı döngüsel finansman sayesinde şişirilmiş sinyallerden oluşuyor?
- “Hiper ölçekçiler” (hyperscaler) yani büyümeyi ön planda tutan şirketler, göstermeyi bulut teknolojilerinin güçlü olduğunu göstermeyi istiyor.
- Model laboratuvarları artan hesaplama ihtiyacını bir başarı göstergesine çeviriyor.
- Çip üreticileri sipariş büyüklüklerini pazar gücünün kanıtı olarak sunuyor.
Bu motivasyonlar birleşince, gerçek talep ile yapay talep arasındaki çizgi bulanıklaşıyor.
Risk nerede?
Eğer şirketler AI yatırımlarını bu yanıltıcı sinyaller üzerine kurarsa:
- Gerçek olmayan talep beklentileri yatırım kararlarını bozabilir.
- Tedarik zincirinde kırılganlık artabilir.
- Finansal koşullar sıkılaştığında döngü kırılır ve ortaya gizlenmiş riskler çıkar.
Nitekim bu tip döngüsel yapılara dayanan değerlemeler, ekonomik koşullar değiştiğinde hızla düşüşe geçer.
Gerçek büyüme kaçınılmaz, zamanlaması değil…
Gerçek büyüme potansiyeli üzerine tartışmak anlamsız…
Veri hacmi artmaya, yapay zeka altyapısına duyulan ihtiyaç derinleşmeye devam edecek.
Ancak bugünün yatırım iştahını belirleyen sinyallerin bir kısmı, talebin gerçek zamanlı derinliğinden çok finansal döngülerin temposunu yansıtıyor. “Vibe revenue” bu yüzden sadece eğlenceli bir tanım değil; sektörün görünür büyümesi ile sürdürülebilir değer üretimi arasındaki farkı hatırlatan bir uyarı niteliğinde… Hype eriyebilir; kalıcı olan ise talebin doğrulanabildiği, nakit akışının sağlıklı olduğu ve teknolojinin kendi ekonomik değerini ispatladığı bir büyüme eğrisi olacak.
Buna da göz atın:



