Şimdi al, sonra öde (Buy Now, Pay Later – BNPL) hizmetleri, son yıllarda küresel perakende ve e-ticaret sektöründe hızla yaygınlaştı. Özellikle genç kadın tüketiciler arasında popülerleşen bu model, küçük ve faizsiz gibi görünen ödemelerle alışverişi kolaylaştırıyor. Ancak bu kolaylığın, uzun vadede ciddi borç riskleri doğurabileceği tartışılıyor.
BNPL sistemleri genellikle faizsiz taksit seçeneğiyle sunuluyor. Ancak ödemelerin aksaması durumunda devreye gecikme ücretleri giriyor. Küçük gibi görünen bu ek masraflar kısa sürede birikerek, kredi kartı faiz oranlarının dahi üzerine çıkabiliyor. Dahası, ödemelerin yapılmaması kredi notunu olumsuz etkileyerek tüketiciyi tahsilat süreçleriyle karşı karşıya bırakabiliyor.
Kadın tüketiciler daha fazla kullanıyor
Boston Federal Reserve Bank’in 2024 araştırmasına göre, erkeklerin toplam borç miktarı daha yüksek olsa da kadınlar Afterpay, Klarna, Affirm ve Quadpay gibi BNPL servislerini yüzde 68 daha fazla kullanıyor. Bunun nedeni, kadınların alışveriş alışkanlıklarıyla doğrudan ilişkili: BNPL ile yapılan işlemlerin yarısından fazlası giyim sektöründe gerçekleşiyor.
Hizmetlerin reklam kampanyaları da bu hedeflemeyi doğruluyor. Örneğin Klarna, Paris Hilton ile iş birliği yaparak Y2K temalı pop-up mağazalar kurdu, hızlı moda markası Shein ile iş birliği yaptı ve pembe temalı kampanyalar düzenledi. Afterpay ise kampanyalarında sevimli ikonografiler ve “küçük ödemeler” vurgusunu öne çıkarıyor.
İş modeli: Tüketiciden çok perakendeciye
Uzmanlara göre, BNPL şirketlerinin asıl hedefi doğrudan tüketiciler değil, perakendeciler. Çünkü birçok müşteri alışveriş sepetini doldursa da toplam tutarı görünce satın almaktan vazgeçiyor. Afterpay gibi şirketler, bu “sepet dönüşüm” sorununu çözme iddiasıyla markalara yöneliyor. Tüketicinin daha düşük bir ön ödeme yaparak alışverişi tamamlama ihtimali yükseliyor ve markaların satış oranları artıyor.
Sosyal medya ve “küçük parçalarla harcama” kültürü
BNPL’in popülerliğinde sosyal medya etkisi de büyük. Influencer kampanyalarıyla desteklenen “Get ready with me” (Benimle hazırlan) içerikleri, genç kadın tüketicilere bu ödeme modellerini cazip gösteriyor. Bazı içerikler finansal tavsiye gibi sunulsa da, küçük yazılardaki uyarılar tüketicinin karşılaşabileceği riskleri göz ardı ediyor.
Finans uzmanları, bu tür içeriklerin “tüketiciliği güçlenme” algısıyla karıştırdığını ve borcun normalleştirilmesine yol açtığını belirtiyor. Özellikle genç nesillerde, sosyal medyanın yarattığı tüketim baskısı BNPL’i daha cazip hale getiriyor.
Borcun normalleşmesi
2025 itibarıyla BNPL işlemlerinin küresel hacminin 117 milyar dolara ulaşması bekleniyor. Bu büyümenin en önemli itici gücü ise genç kadın tüketiciler. Ancak uzmanlara göre en büyük risk, bu hizmetlerin borçlanmayı gündelik yaşamın doğal bir parçası haline getirmesi… Artık sadece giyim veya elektronik alışverişleri değil, gıda harcamalarının bile %25’i BNPL yöntemleriyle yapılıyor.
Bu yaz itibarıyla, FICO kredi puanlamasına BNPL kredilerinin dahil edilmesi ve bu hizmeti veren şirketlerin müşteri verilerini kredi bürolarıyla paylaşmaya başlaması, bu hizmetlerin finansal sistemdeki etkisini daha görünür hale getirdi.
“Makul” görünen borç da borçtur…
BNPL sistemleri, alışverişi kolaylaştıran ve özellikle genç kuşaklar için erişilebilirliği artıran bir finansal araç olarak konumlansa da, aynı zamanda tüketiciyi uzun vadeli borçlanmaya alıştıran bir mekanizma olarak işliyor. Kredi kartı borcuna kıyasla daha küçük görünen taksitler, ödeme alışkanlıklarını dönüştürüyor ve harcamaların kontrolsüz bir şekilde artmasına yol açabiliyor. Sosyal medya, influencer kültürü ve markaların pazarlama stratejileri, bu hizmetleri yalnızca finansal bir seçenek olmaktan çıkarıp, bir yaşam tarzı aracı haline getiriyor. Ancak araştırmalar, bu alışkanlığın özellikle kadın tüketiciler arasında daha yaygın olduğunu ve finansal kırılganlığı artırdığını gösteriyor. Önümüzdeki dönemde, kredi puanlamalarına dahil edilmesi ve düzenleyici otoritelerin dikkatini daha fazla çekmesiyle birlikte, BNPL sistemlerinin finansal şeffaflık ve sorumluluk açısından yeniden tartışılacağı öngörülüyor. Dolayısıyla tüketicilerin bu makul görünen borç modelini değerlendirirken, cazip kampanyaların ötesine bakarak, bunun aslında klasik bir borçlanma yöntemi olduğunu unutmamaları kritik önem taşıyor.
Buna da göz atın: Meta, “iyi” ses çevirisini ücretsiz hale getirdi: Sırada ne var?



